Kahvenin üretim, lojistik ve perakende sırasında oluşturmuş olduğu yüksek sera gazı emisyonlarından bir önceki yazımızda detaylıca bahsetmiştik.
Bu yazımızda ise dünyada bu yüksek karbon ve su ayak izine önlem almak amacıyla neler yapılıyor ve kişisel olarak ne gibi iyileştirmeler mümkün olabilir üzerinde konuşacağız. Aynı zamanda birçok kişinin de hâkim olduğu sertifikalar, belgeler nelerdir ve neden önemlidir konularını aydınlatmaya çalışacağız.
Öncelikle tarım kısmından başlayalım. Sürdürülebilirlik açısından kahve tarımının incelenmesi kısmı bu yazının büyük bir bölümünü içerecektir. Sürdürülebilir kahve, daha iyi ürün ve karbon / su yönetimi gibi çevre dostu uygulamaları içerir. Sürdürülebilir bir çiftlik, organik maddeyi (örneğin kompostlanmış kahve posası) ve gübreleri kahve ağaçlarının altına ve arasına yayarak toprağın doğal besin maddelerini yerine getirir. Sürdürülebilir kahve çekirdekleri, insanlara ve çevreye saygılı bir şekilde yetiştirilir.Aşağıda sürdürülebilir kahve tarımı uygulamalarını genel hatlarıyla inceleyeceğiz ve sonra genelden özele doğru gideceğiz.
Sürdürülebilir kahve tarımı: Kaynakları korumak ve kirliliği en aza indirmek için yenilenebilir kaynaklar kullanır. Çevreye iyi bakmak için gerekli adımları atar.
Biyolojik Çeşitlilik ve Ekosistem Koruması:Sürdürülebilir kahve tarımı, yerel ekosistemleri korumayı ve biyolojik çeşitliliği teşvik etmeyi hedefler. Orman alanlarının korunması, gölgeli yetiştirme yöntemlerinin kullanılması ve habitat koridorları gibi uygulamalar bu amaçla gerçekleştirilir.
Toprak Yönetimi: Sürdürülebilir kahve tarımında toprak erozyonunu önlemek, toprak verimliliğini artırmak ve su kaynaklarını korumak önemlidir. Toprak örtüsünün korunması, organik gübrelerin kullanımı, erozyon kontrol tedbirleri ve sürdürülebilir sulama yöntemleri bu alanda uygulanmalıdır.
Su Kaynakları Yönetimi: Su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde kullanılması ve korunması da önemli bir unsurdur. Sürdürülebilir kahve tarımında su tasarruflu sulama sistemleri kullanılması, erozyonu azaltan tekniklerin benimsenmesi ve su kaynaklarının kirlenmesini önleyici tedbirlerin alınması gerekmektedir. Fermantasyon tanklarından gelen su doğal olarak filtrelenir ve kahve sulamasında kullanılır. Bu suyun göllere ve nehirlerine boşaltılmaması gereklidir.
Kimyasal Gübre ve Pestisit Kullanımının Azaltılması: Sürdürülebilir kahve tarımında kimyasal gübre ve pestisit kullanımının azaltılması ve doğal yöntemlere dayalı zararlı böcek ve hastalık kontrolü tercih edilmelidir. Organik gübreler, biyolojik mücadele yöntemleri ve bütünleşmiş zararlı yönetimi gibi uygulamalar bu alanda kullanılmalıdır.
İnsan Hakları ve Sosyal Adalet: Sürdürülebilir kahve tarımı, çiftçilerin yaşam koşullarını iyileştirmeyi, adil ticaret koşullarını sağlamayı ve yerel toplulukların katılımını teşvik etmeyi amaçlar. Çiftçilere eğitim, sağlık hizmetleri, adil fiyatlar ve pazar erişimi gibi destekler sağlanması önemlidir.
Isıtma yakıtı olarak okaliptüs gibi ağaçların kesilmesi yerine, sürdürülebilir bir çiftlik kahve kabuklarını tekrar kullanır. Sürdürülebilir kahve tarımı, ısıtma için kullanılan kesilmiş ağaçları yerine koymak için yeni ağaçlar dikmeyi içerir. Güneş enerjisiyle çalışan, kirlilik içermeyen kahve kurutucuları kullanmak bir çözümdür.
Sürdürülebilir çiftlikler, tarımın her sürecinde yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmalı, çalışanlara uygun tıbbi bakım sağlamalı, eğitim programlarını teşvik etmeli, düşük ücretlerin üzerinde ücretler sunmalı ve iyi çalışma koşullarını sağlamalıdır.
Yukarıda kabaca sıralanan kahvenin sürdürülebilir tarımı konusunu daha özele indirgeyerek incelemeye başlayalım. Kahve bitkilerinin sürdürülebilir tarım yapılarak yetiştirilmesinde iki temel yöntem vardır: çevreye uyumlu ve lezzet açısından daha iyi olduğu bilinen gölgeli yetiştirme yöntemi ve güneşte yetiştirme yöntemi.Gölgeli yetiştirme yöntemi, kahve bitkilerinin yoğun güneş ışığından korunması için yapraklı ağaçların gölgesinde yetiştirilmesini içerir. Bu yöntemde, kahve bahçeleri genellikle büyük ağaçların altında veya yapraklı bitkilerle çevrili alanlarda bulunur. Bu yöntemin en temel avantajlarından ilki; Biyolojik çeşitliliği teşvik etmesidir. Gölgeli bahçeler, farklı bitki türlerinin bir arada bulunmasını teşvik eder. Bu, çeşitli böceklerin, kuşların ve diğer hayvanların yaşam alanı ve besin kaynağı olarak hizmet etmesini sağlar. Böylece ekosistemdeki biyoçeşitlilik artar. İkincisi ise, toprak erozyonunu azaltır. Gölgeli bahçelerde bitki örtüsü, toprak erozyonunu önlemeye yardımcı olur. Bitkilerin kökleri toprağı tutar ve yağmurlardan kaynaklanan erozyon riskini azaltır.Gölgeli yetiştirme yöntemleri, kahve ağaçlarının doğal gölgeli alanlarda veya yapay olarak oluşturulan gölgeler altında yetiştirilmesini içerir. Gölgeli yetiştirme yöntemleri, çiftçilere kahve kalitesini artırma, doğal habitatı koruma, toprak erozyonunu önleme ve biyolojik çeşitliliği destekleme gibi faydalar sağlar.
Farklı gölgeli yetiştirme yöntemleri:
Rustik: Bu yöntemde, kahve ağaçları mevcut bir ormanın içine dikilir ve çevredeki doğal bitkilere müdahale edilmez. Doğal ormanın içinde minimal değişiklikler yapılır.
Geleneksel Polikültür: Bu yöntemde, kahve ağaçları diğer bitkilerle birlikte yetiştirilir. Kahve çiftliği içinde meyve ağaçları, sebzeler veya diğer bitkiler gibi çeşitli bitkiler bulunur. Bu yöntem çiftçilere ürün çeşitliliğini artırma ve doğal gölgeli yetiştirilen kahvenin avantajlarını koruma imkânı sağlar.
Ticari Polikültür: Bu yöntemde, geleneksel polikültür yöntemi benimsenir, ancak gölgelik ağaçları yerine daha yoğun kahve ağaçları bulunur. Bu şekilde daha yüksek kahve üretimi elde edilmektedir, ancak bazı durumlarda maalesef gübreler ve pestisitlerin kullanımı gerekebilir.
Özelleştirilmiş veya Azaltılmış Gölgeli: Bu yöntemde, kahve ağaçları tek bir tavan veya yapay gölgeleme kullanır.Diğer yöntemlere kıyasla daha az gölge sunar, ancak belirli mikro iklim koşullarına uyan çiftliklerde tercih edilmektedir.
Bu farklı gölgeli yetiştirme yöntemleri, çiftçilere ve kahve üreticilerine çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik sağlama, kahve kalitesini artırma ve çeşitlilik koruma gibi avantajlar sunar. Güneşte yetiştirme yönteminde ise, kahve bitkilerinin açık alanlarda güneş ışığına tam maruz kalarak yetiştirilmesini içerir. Bu yöntemde, kahve bahçeleri genellikle düz açık arazilerde bulunur. Bu yöntem de iki temel avantaj sağlar. İlki, daha fazla güneş ışığına erişim. Güneşte yetiştirilen kahve bitkileri, daha fazla güneş ışığına maruz kalır ve bu da fotosentez ve büyüme için önemlidir. Bu yöntem, bitkilerin daha hızlı büyümesini ve daha yüksek verim elde etmesini sağlayabilir. İkincisi ise, hastalıkları azaltmasıdır. Güneşte yetiştirilen bitkilerde daha fazla güneş ışığı olduğu için nem azalır. Bu da hastalıkların ve zararlı yan ürünlerin yayılma riskini azaltır.
Kahve tarımının nasıl sürdürülebilir olarak sağlanabileceği ile ilgili detaylıca bahsetmeye çalıştım, fakat bunlarla ilgili standartlar nelerdir ve hangi sertifikalar ile kontrolü gerçekleşmektedir kısmı en elzem kısımlardan biridir. Bir ev tüketicisinin iyi kahve çekirdeği seçerken, onların nasıl yetiştirildiğini ve kökenini bilmesi her zaman en iyi fikirdir. Yaşam döngüsü olarak birbirimize bağlı olduğumuz evrende tüketimlerimizden ve tüketme biçimlerimizden sorumluyuz. Hele de tüm dünyada sudan sonra gelen ilk içecek olma özelliğini taşıyan kahvede sorumluluğumuz biraz daha fazladır. Bunun için en önemli adımlardan biri kahve tüketim alışkanlıklarımızı nitelikli kahve tüketimine evirmektir. Çünkü nitelikli kahve yalnızca çekirdeğin iyi olduğu bir senaryoyu benimsemez, yöre-bahçe-yetiştiriliş yöntemi-proseslenmesi-hatta son zamanlarda yetiştirenlerin adı gibi her adımla ilgilenir. Bu da nispeten kontrolün tüketiciye ait olduğu bir alan açar. Yapılabilecek en büyük yeniliklerden biri de tedarik zinciri ve üretim süreçlerinde kullanılan malzemelerin kökenini izleyebilme yeteneği, kahvenin nereden, nasıl ve kimden elde edildiğini, hangi partilere dahil olduğunu ve nihai ürünün belirli lot numarasının belirlenmesi, bu belirlenmelerin (ki pilot olarak denenmeye başladı) herkes tarafından kontrol edilebilmesinin sağlanması, böylece nihai tüketiciye direk kontrol hakkı vererek sorumluluk atamaktır.
Nitelikli kahveciliğin en önemli kısmı ise yapılan tarımın sertifikalandırılabilmesidir. Sürdürülebilirlik kısaca, bir zorunlu gönüllülüktür denebilir. Gönüllü sürdürülebilirlik standartları (VSS) diye tabir edilen ve içinde birçok konunun yer aldığı bir standartlar dizisi vardır. Gönüllü sürdürülebilirlik standartları (VSS), bir ürün veya hizmetin sosyal ve çevresel performansını belirli kriterlere göre değerlendiren ve sertifikalandıran standartlardır. Bu standartlar, tüketicilere daha sürdürülebilir ürünler seçme imkanı sunar ve şirketlere sürdürülebilirlik uygulamalarını geliştirmeleri için rehberlik eder. VSS'ler, genellikle belirli sektörlerde kullanılan ürünlerin sürdürülebilirlik açısından belirli kriterleri karşılaması gerektiğini belirler. Bu kriterler, çevresel etkileri azaltma, doğal kaynakların verimli kullanımı, toplumsal adaletin sağlanması, işçi haklarının korunması, yerel toplulukların desteklenmesi gibi konuları içerir.Kahvede sürdürülebilir tarımın sağlanabilmesi için aşağıdaki sertifikalar oldukça önemlidir:
1. Rainforest Alliance: Ormanların korunması, su ve toprak yönetimi, işçi hakları ve topluluk katılımı gibi alanlarda kapsamlı bir sürdürülebilirlik yaklaşımı sunar.
2. UTZ: Tarım uygulamalarının sürdürülebilirliğini ve çiftçilerin yaşam koşullarını iyileştirmeyi hedefler.
3. Fairtrade: Çiftçilere adil ticaret koşulları sağlar ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik eder.
Organic Certification (Organik Sertifikasyon): Organik tarım yöntemlerine uygun olarak üretilen kahveler için organik sertifikasyon programları bulunmaktadır. Bu sertifikalar, kimyasal gübrelerin ve pestisitlerin kullanımını sınırlayan, toprağın ve ekosistemin korunmasına odaklanan tarım uygulamalarını teşvik etmektedir.
Bird-Friendly Certification (Kuş Dostu Sertifikasyon): Kahve tarımının doğal yaşam alanları ve biyoçeşitlilik üzerindeki etkisini azaltmayı hedefleyen bir sertifikasyon programıdır. Bu sertifika, kahve bahçelerinin kuşların yaşam alanı olarak kullanılabilirliğini teşvik eder.
4C Association: Sürdürülebilir kahve tarımı için 4C (Common Code for the Coffee Community) tarafından geliştirilen bir sertifikasyon programıdır. Sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik eder ve çiftçilere sosyal, çevresel ve ekonomik yönden faydalar sağlamayı amaçlar.
Shade-Grown Certification (Gölge Ekimi Sertifikasyonu): Kahve bitkilerinin gölge altında yetiştirilmesini teşvik eden bir sertifikasyon programıdır. Gölge ekimi, toprak erozyonunu azaltır, habitat kaybını engeller ve biyoçeşitliliği destekler.
Carbon Neutrality Certification (Karbon Nötr Sertifikasyon): Kahve üretim sürecinin sera gazı emisyonlarını azaltan ve nötralize eden uygulamaları teşvik eden bir sertifikasyon programıdır. Bu programlar, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı ve karbon salınımının telafi edilmesi gibi faktörleri değerlendirir.
Görüldüğü üzere yaşam döngüsünü her aşamada sağlayabilmek için sertifikasyon sistemleri kurgulanmıştır.
Bunların yanında, Adil Ticaret Kahvesi olarak adlandırılan bir yaklaşım bulunmaktadır. Aynı zamanda eşit takas kahvesi olarak da adlandırılan bu yaklaşım türünde kahve, kahve tüccarlarının aracılığını atlayarak üretilir. Bu durum, kahve üreticilerine ve alıcılara daha yüksek karlar sağlar. Adil Ticaret Kahvesi, geleneksel ticaret modellerine alternatif bir yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır. Geleneksel ticarette, düşük fiyatlar, aracılar ve spekülatif faktörler nedeniyle çiftçiler genellikle düşük gelir elde etmektedir. Bunun yanı sıra, kahve üreticileri de zorlu çalışma koşulları, düşük sosyal haklar ve sınırlı pazarlık gücü ile karşı karşıya kalabilmektedir. Adil Ticaret Kahvesi ise bu sorunlara çözüm olarak, üreticilere adil bir fiyat ödemesi, uzun vadeli ticaret ilişkileri, sosyal projelerin desteklenmesi, sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesi ve çiftçi kooperatiflerinin güçlendirilmesi gibi uygulamaları içerir. Bu yaklaşım, çiftçilerin yaşam standartlarını iyileştirmeyi, topluluklarını desteklemeyi ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmeyi amaçlar. Üçüncü taraf bir sertifikasyon kuruluşu olan TransFair USA, kahve üreticilerinin minimum garanti edilen adil ticaret fiyatını almasını sağlar. Ayrıca, kahve ithalatçılarının Uluslararası Adil Ticaret Kahve Kaydı'nda listelenen küçük çiftçilerden satın almasını sağlar.
Pazarlama ve tüketici farkındalığı da sürdürülebilir kahve tarımının önemli bir parçasıdır. Sertifikalı kahve ürünlerinin tüketiciye tanıtılması ve bilinçlendirme çalışmaları, sürdürülebilirlik ilkelerine uygun kahve tüketiminin artmasına katkıda bulunur. Bu sayede, tüketicilerin sürdürülebilir kahve tercih etmeleri teşvik edilir ve çiftçilerin daha adil fiyatlarla pazar erişimi sağlanır. Sürdürülebilir kahve tarımı, çevresel ve sosyal sorunların ele alınmasını, çiftçilerin gelirlerinin artırılmasını ve kahve sektörünün uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlamayı hedefler. Bu nedenle, çiftçiler, üreticiler, sertifikasyon programları, tüketici grupları ve hükümetler arasında iş birliği ve destek önemlidir.
Son olarak bu konuyla ilgili mevcut yapılan çalışmalara iki örnek vererek sürdürülebilirlik kısmının devamını diğer yazıya bırakıyorum ve yazıyı sonlandırıyorum. Costa Rica, karbon nötrü kahve üretiminde öncü bir ülkedir. Kahve çiftçilerinin emisyonlarını azaltmalarına yardımcı olmak için Ulusal Olarak Uygun Azaltım Eylemi planını ilk uygulayan ülkedir. Ayrıca, Costa Rika kooperatifi Coopedata, uluslararası olarak tanınan Publicly Available Specification (PAS) 2060 standardına göre karbon nötrlüğü sertifikası alan dünyadaki ilk kahve şirketidir. Bu itibarın ülkenin karbon nötrü olma hedefine katkıda bulunmasının yanı sıra, bu ünün Costa Rica'ya uluslararası kahve piyasalarında avantaj sağladığını hızlıca sektörde göz gezdirdiğimizde görebiliyoruz.Etiyopya hükümeti, iklim uyumlu yeşil ekonomi stratejisinin bir parçası olarak topluluklara gölge ağaçları dikme ve ormanları yeniden oluşturma konusunda yardımcı oldukları yeni programlar başlatmıştır. Gölge kahve sertifikasyon şemaları da Etiyopyalı çiftçilerin ormanları koruma konusunda teşvik edilmesinde ise etkili bir yöntem olarak geleneksel yöntemlerin yerini almaya başlamıştır.
Duygu Kurtuluş
Co-Founder / Chemist / Nanotechnology Engineer / Hazardous Chemical Consultant / Chemical Evaluation Specialist / Sustainability Expert