Küresel Kahve Fiyatlarında Kısa Süreli Sert Düşüş: 2025 Mayıs Verileri Ne Anlatıyor?

2025 yılının ilk çeyreğinde rekor seviyelere ulaşan kahve fiyatları, Mayıs ayı itibarıyla beklenmedik bir ivmeyle düşüşe geçti. New York ve Londra vadeli işlemler borsalarında %10’un üzerinde değer kaybeden kahve kontratları, sektör oyuncularını yeniden pozisyon almaya zorluyor. Peki bu düşüşün arkasında ne var?

Arz Baskısı ve İklim Koşulları Etkili Oldu

ABD Tarım Bakanlığı (USDA) ve Brezilya Ulusal Kahve Konseyi (CNC), 2025 hasat dönemine dair üretim tahminlerini yukarı yönlü revize etti. Özellikle Brezilya’da El Niño sonrası iklimin kahve üretimi için ideal seviyelere ulaşması, robusta ve arabica üretimini artırarak küresel piyasalarda arz fazlası beklentisi oluşturdu.

Vietnam’dan gelen ihracat verileri de bu tabloyu destekliyor. Dünya robusta arzının yaklaşık %40’ını sağlayan ülkede, yılın ilk 5 ayında sevkiyatlar geçen yıla kıyasla %7 arttı. Bu artış, özellikle endüstriyel üreticilerin robusta stoğu konusunda rahatlamasına neden oldu.

Fiyatlar Neden Bu Kadar Hızlı Düştü?

Kahve fiyatları temelde vadeli işlem piyasalarında belirleniyor ve yatırımcı beklentileri bu fiyatlar üzerinde ciddi rol oynuyor. 2025 başında yükselen fiyatlar nedeniyle birçok fon, uzun pozisyonlara girmişti. Ancak Mayıs ayındaki arz sinyalleriyle birlikte bu pozisyonlarda hızlı bir çözülme yaşandı.

Örneğin ICE Arabica kahvesi Mayıs başında pound başına 2,25 dolar seviyesindeyken, ayın son haftasında 2,00 doların altına geriledi. Robusta tarafında ise Londra borsasında ton başına 4.300 dolar seviyesinden 3.900 dolar civarına bir düzeltme gözlemlendi.

Tüketiciye Etkisi Ne Olur?

Bu düşüşün raf fiyatlarına kısa vadede yansıması beklenmese de, kavurucular ve zincir markalar için maliyet avantajı yaratabilir. Özellikle ithalata bağımlı pazarlarda, kur dalgalanmalarıyla birlikte fiyat politikaları yeniden şekillenebilir.

Önümüzdeki Dönem Ne Getirir?

Her ne kadar arz fazlası fiyatları baskılamış olsa da, sektör uzmanları önümüzdeki aylar için temkinli. Özellikle Latin Amerika’da devam eden iklim dengesizlikleri ve jeopolitik lojistik riskler, yeniden fiyat artışı potansiyelini gündeme taşıyor.

Bu nedenle hem tedarik zinciri oyuncularının hem de kahve yatırımcılarının, piyasa dinamiklerini daha sıkı takip etmesi gereken bir döneme girmiş bulunuyoruz.